https://islamansiklopedisi.org.tr/husameddin-bursevi
Hayatının ilk dönemi hakkında kaynaklarda bilgi yoktur. Bursa’da medrese ilimlerini tahsil ettiği yıllarda özellikle Ahîzâde Abdülhalim Efendi’den faydalandı. Müderris olarak hizmet verdiği sırada tasavvufî hayata ilgi duyarak Balıkesirli Alâeddin Efendi’nin oğlu Mehmed Çelebi Efendi’ye intisap etti. Seyrüsülûkünü tamamladıktan sonra irşadla görevlendirildi. Bir müddet sonra Uludağ’ın eteklerinde Temenye denilen yerde dergâhını kurdu. 1042 (1632) yılında vefat etti ve dergâhının hazîresine defnedildi.
Günümüze ulaşmayan Semerkandiyye tarikatının Bursa’da faaliyet gösteren temsilcilerinden biri olan Hüsâmeddin Bursevî’nin tarikatın kurucusu Ali es-Semerkandî’ye (ö. 860/1456) ulaşan silsilesinde şu sûfîler yer almaktadır: Mehmed Çelebi Efendi, Balıkesirli Alâeddin Efendi, Hayreddin Efendi, Îsâ Çelebi Efendi, Seyyid Bedreddin Efendi, Şeyh Ali es-Semerkandî. Hüsâmeddin Bursevî, Mühimmâtü’l-mü’minîn adlı eserinde kendisinin Emîr Sultan ve Ahmed er-Rifâî’ye ulaşan iki ayrı silsilesini daha vermiştir.
Hüsâmeddin Bursevî’nin tasavvufî hayat ve düşünceyle ilgili yorum ve anlayışlarını özellikle Mühimmâtü’l-mü’minîn adlı eserinden öğrenmek mümkündür. Duygu ve düşüncelerini yer yer manzumelerle de ifade eden Hüsâmeddin Bursevî’ye göre tasavvufî hayatın özeti haramlardan kaçınmak, farz ve nâfile ibadetlere devam etmekten ibarettir. Tasavvufa yeni intisap eden bir mürid zikir esnasında kelime-i tevhidi tekrar ederken bunu “lâ ma‘bûde gayrullah” (Allah’tan başka mâbud yoktur) şeklinde anlamalı, yolun ortalarında kelime-i tevhid gönlüne “lâ matlûbe illallah” (Allah’tan başka talip olunacak hiçbir şey yoktur) şeklinde aksetmeli, son merhalede ise “lâ mahbûbe illallah” (Allah’tan başka sevgili yoktur) derecesine yükselmelidir. Tasavvuf terbiyesini tamamlayarak mürşid olan kimse zikir yaparken sesini çok yükseltmemeli, tilâvette orta yolu bulmalı, geceleri okumaya önem vermeli, yaşı küçük olanlara tarikat tacı giydirmemeli, ümmîlere hilâfet vermemelidir. Hüsâmeddin Bursevî’nin, “Kimseyi tekfir etme, kâfiri müslüman yap, hazır müslümanı kâfir eyleme, ölü gönülleri dirilt, diri gönülleri öldürme” şeklindeki ifadesi irşad metodunu tesbit açısından önemlidir. Mürşidin özelliklerini sıralarken Ehl-i sünnet’e mensup olma şartına önem vermesi yanında zikirde kelime-i şehâdete “Aliyyün veliyyullah” ibaresini ilâve etmesi dikkat çekicidir. Ona göre çilehâne müridin dikkatini toplamasına elverişli sakin bir ortamda bulunmalı, bunun için dar, kapalı, az ışık alan bir yer tercih edilmelidir. Tekke içi hayat, âdâb, erkân ve eşya ile ilgili dikkat çekici bilgiler veren Hüsâmeddin Bursevî tasavvuf kültüründe çok yaygın olan şeriat, tarikat, hakikat, mârifet mertebeleri için değişik alt bölümler de tesbit etmiştir.
Eserleri. Hüsâmeddin Bursevî’nin çok sayıdaki eserinin önemli bir kısmı önceki dönemlerde yaşayan sûfîlerin menkıbeleriyle ilgilidir.
1. Mühimmâtü’l-mü’minîn fî umûri’d-dünyâ ve’d-dîn. Büyük boy 312 varaktan meydana gelen ansiklopedik bir eserdir. Bilinen tek nüshası Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi’nde kayıtlıdır (Bağdat Köşkü, nr. 189). 1025 (1616) yılında Mustafa b. Mahmûd Amasyavî tarafından istinsah edilen eserde günlük ibadetler, Hurûfîlik, evrâd ve ezkâr, vefk, fal, imamlık ve müezzinliğin şartları, tıp, tarih ve coğrafya kültürü, ilimler tarihi, hasta ziyareti, meşhur dualar gibi çok çeşitli konularda bilgi verilmiştir. Müellif ele aldığı konularla ilgili kültürel birikimden örnekler vermek, ayrıca şahsî görüş, tavsiye ve değerlendirmelerini de ortaya koymak suretiyle eserine muhteva zenginliği kazandırmıştır. Meselâ Hz. Peygamber’in doğumuna ayırdığı bölümün sonuna Süleyman Çelebi’nin Mevlid’ini, ölümden bahsederken de bazı mersiyeleri iktibas etmiş, vâiz ve hocalara çeşitli tavsiyelerde bulunmuş, meslektaşlarının seviye kaybetmesinden dert yanmıştır. Bursevî, eserin “okunması gereken kitaplar” başlığı altında lugat, nahiv, mantık, kelâm, meânî, usul, fıkıh, ferâiz, hadis, kıraat ve tefsir konularının başlıca klasiklerini sıralamış, ayrıca kitabın sonunda on üç ayrı ilim dalında elli kitabı bibliyografya olarak zikretmiştir.
2. Menâkıb-ı Alî es-Semerkandî. Müellifin mensup olduğu tarikatın kurucusuna dair menkıbeleri ihtiva eder (Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmud Efendi, nr. 4603; İÜ Ktp., TY, nr. 640).
3. Menâkıb-ı Üftâde (bir nüshası Mustafa Kara’nın özel kitaplığında bulunmaktadır).
4. Menâkıb-ı Emîr Sultan (Süleymaniye Ktp., Hüsrev Paşa, nr. 185; İÜ Ktp., TY, nr. 2370).
Hüsâmeddin Bursevî’nin kaynaklarda adı geçen diğer eserleri şunlardır: Esrârü’l-ârifîn ve seyrü’t-tâlibîn, Dürerü’l-ehâdîs, Menâkıb-ı Abdal Murad, Menâkıb-ı Baba Sultan, Menâkıb-ı Şeyh Ebû İshâk-ı Kâzerûnî, Fezâilü’l-cihâd, Miftâhu’l-muallakāt, Şerh-i Erbaîn fi’l-hadîs, Adâletnâme, Fezâilü’s-sülûk, Mecmûa fi’n-nevâdir, Müntehabâtü Tervîhu’l-ervâh, Dîvân-ı İlâhiyyât, Mir’âtü’l-kâinât.
BİBLİYOGRAFYA
Hüsâmeddin Bursevî, Mühimmâtü’l-mü’minîn, TSMK, Bağdat Köşkü, nr. 189.
Harîrîzâde, Tibyân, III, vr. 82a.
Mehmed Şemseddin, Yâdigâr-ı Şems, Bursa 1332, s. 263.
Osmanlı Müellifleri, I, 90.
Îżâḥu’l-meknûn, II, 461, 510, 560.
Hediyyetü’l-ʿârifîn, I, 264, 265.
Hüseyin Vassâf, Sefîne, II, 260, 370.
Kepecioğlu, Bursa Kütüğü, I, 5, 17, 35, 95; II, 261, 367; III, 358; IV, 5.
Kehhâle, Muʿcemü’l-müʾellifîn, III, 191.
Mustafa Kara, Bursa’da Tarikatlar ve Tekkeler, İstanbul 1993, II, 73 vd.
a.mlf., “Hüsameddin Bursevî ve Temenye Dergâhı”, İlim ve Sanat, sy. 32, İstanbul 1992, s. 40 vd.