https://islamansiklopedisi.org.tr/leysi
Tahsil hayatına Buhara’da başladı. Buhârî’nin el-Câmiʿu’ṣ-ṣaḥîḥ’ini dinlediği Ebû Sehl Abdülkerîm b. Abdurrahman el-Kelâbâzî, Ali b. Ahmed b. Hanbâc, Yûsuf b. Mansûr es-Seyyârî gibi âlimlerden ders aldı. “Rahhâl” diye anılmasından da anlaşılacağı üzere Semerkant, Keş, Belh, Gazne, Herat, Merv, Bûşenc, Nîşâbur, Hemedan, İsfahan ve Irak gibi ilim merkezlerini dolaşarak Muhammed b. Mutahhar el-Hâkānî, Ebû Ömer Muhammed b. Ahmed el-Müstemlî, Ali b. Muhammed ed-Dîneverî, Mansûr b. Abbas et-Temîmî, Ebü’l-Kāsım İbn Mende gibi âlimlerden hadis dinledi. Kendisinden dolaylı olarak hadis rivayet eden Şîrûye b. Şehredâr ed-Deylemî onun 465’te (1073) Hemedan’da bulunduğunu söylediğine göre (İbn Hacer, Lisânü’l-Mîzân, IV, 320) ilmî seyahatlerini hayatının son yıllarına kadar sürdürmüş olmalıdır. Ebü’l-Hüseyin et-Tuyûrî, Ebû Gālib İbnü’l-Bennâ, Ebû Abdullah el-Hallâl ve Ebû Nasr el-Müezzin ondan hadis öğrenen talebelerinden olup Ebü’l-Fazl İbn Hayrûn ile de karşılıklı hadis rivayetinde bulunmuşlardır. Leysî 466’da (1074) Hûzistan’da vefat etti; bu tarih 468 (1076) olarak da zikredilmiş, Ahvaz’da öldüğü de söylenmiştir.
Hadis rivayetinde ihtiyatlı davranması sebebiyle çok az talebesi olan ve çok sayıda hadis yazdığı, bu ilmi iyi bildiği söylenen Leysî hadis hâfızı olmasına rağmen rivayetlerinde tedlîs yapmakla suçlanmış, bid‘at ehline karşı aşırı sevgi beslediği ve kendini çok beğendiği gibi gerekçelerle tenkit edilmiştir. Ancak Zehebî, özellikle Ebû Zekeriyyâ İbn Mende tarafından ortaya atılan bu ithamların sebebini aynı dönemde yaşayan âlimler arasında görülen kıskançlık duygusuyla açıklamakta ve Leysî’nin sika bir âlim olduğunu belirtmektedir (Aʿlâmü’n-nübelâʾ, XVIII, 408). Bununla birlikte İbn Hacer de Leysî’yi rivayetlerinde tedlîs yapanlar arasında saymaktadır (Taʿrîfü ehli’t-taḳdîs, s. 100).
Ṣaḥîḥayn’ı en iyi bilen âlimlerden biri olduğu ifade edilen Leysî’nin İsfahan’da bulunduğu yıllarda bu iki eseri birleştirmek amacıyla el-Cemʿ beyne’ṣ-Ṣaḥîḥayn adlı bir eser telif ettiği, ayrıca iki eser üzerinde bir müstahrec çalışması yaparak Müsnedü’ṣ-Ṣaḥîḥayn adıyla hacimli bir kitap meydana getirdiği belirtilmektedir.
BİBLİYOGRAFYA
İbnü’l-Esîr, el-Lübâb, III, 138.
Zehebî, Aʿlâmü’n-nübelâʾ, XVIII, 407-409.
a.mlf., Teẕkiretü’l-ḥuffâẓ, IV, 1235-1236.
İbn Hacer, Lisânü’l-Mîzân, IV, 319-320.
a.mlf., Taʿrîfü ehli’t-taḳdîs bi-merâtibi’l-mevṣûfîn bi’t-tedlîs (nşr. Abdülgaffâr Süleyman el-Bündârî – M. Ahmed Abdülazîz), Beyrut 1407/1987, s. 100.
Süyûtî, Ṭabaḳātü’l-ḥuffâẓ (Ömer), s. 451.
Hediyyetü’l-ʿârifîn, I, 782.
Kettânî, er-Risâletü’l-müstetrafe (Özbek), s. 18.